Google
ada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Eylül 2012 Cumartesi

ADA SAHİBİ OLMAK YADA ADA OLMAK...


 
ADA SAHİBİ OLMAK YADA ADA OLMAK...
    

Sevgili Bülent Kaçmaz'ın yazısını (ADA SAHİBİ OLMAK YADA ADA OLMAK...) çok beğendim http://www.facebook.com/Buyukada34 sayfasından alarak aynen paylaşmak istedim

Tanınmış gezgin Thomas Cook, bir araştırma gezisi sırasında Atlas Okyanusu’nun ıssız bir yerinde, çığlıklar atan milyonlarca kuşun havada daireler çizerek uçtuğunu gördü. Kulakları sağır edecek denli yüksek sesle çığlıklar atan kuşların kimileri yoruldukça, kendilerini okyanusun dev dalgaları arasına atıyorlardı. Onlar bu son hareketleriyle yaşamlarına son veriyorlar, kendilerini okyanusun dalgalarına bırakırken, çaresizlikten ölüme teslim oluyorlardı.

Bu olaya yalnızca Thomas Cook değil, o bölgede ki balıkçılar da yıllardır tanık olmuşlardı. Kuş bilimcileri ise, yaptıkları araştırmalarda göçmen kuşların farklı yönlerden gelerek okyanusta bu noktada birleştiklerini keşfediyorlar, fakat onların, birbirleri peşi sıra kendilerini ölümün kucağına atmalarının nedenini bir türlü çözemiyorlardı.

Gerçek, geçtiğimiz yüzyılın ortalarında anlaşıldı. Bu trajik olayın yaşandığı yerde bir zamanlar bir ada vardı. Göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan bu ada, bir deprem sonunda, okyanusa gömülmüştü. insanların, yok olduğunun bile farkına varamadıkları ada, göç yollarının ortasında kuşlar için vazgeçilmez “dinlenme”durağıydı. Kuşlar binlerce yıllık kalıtımsal alışkanlıklarıyla adanın yerini bilmekteydiler ve yıpratıcı, uzun yolculuklarının ortasında, biraz dinlenebilmek ve toparlanabilmek için, yine binlerce yıllık kalıtımsal güdüleriyle, okyanusun ortasındaki adaya geliyorlardı am olması gereken yerde adayı bulamayınca, yorgunluktan bitkin bedenlerini çığlık çığlığa okyanusun sularına bırakmak zorunda kalıyorlardı.

Söz kendini toparlamaktan açılmışken soralım. Sizin hiç “kendinizi toparlayacağınız” bir adanız oldu mu? Yaşamın uzun “göç yolları”nda acaba, sizinde bir yudum taze soluk alabileceğiniz, yolunuzun kalan bölümüne dinç olarak devam etmenizi sağlayabileceğiniz bir adaya sahip olabildiniz mi?
Her şeyi sınırsızca paylaşabildiğiniz bir dost, yola birlikte çıkacak denli güven duyduğunuz bir arkadaş, size her zaman huzur verecek bir eş, ulaşmak için yıllardır uğraş verdiriniz bir amaç edinebildiniz mi? Şöyle daha bir iyi bakın çevrenize… Size gelen, size sığınan…Sizin gittiğiniz, sizin sığındığınız…Sizin bulduğunuz dostlarınızı bir düşünüverin. Sonra da bir gerçeği görüverin gözlerinizle:

Hadi şu iki soruyu birlikte yanıtlayalım;
Durup , soluklandığımız ve kendimizi toparlayabildiğimiz kaç adamız var çevremizde?
Durup, sığınmak ve kendilerini toparlayabilmek gereksinimi duyan kaç dostumuz için biz bir adayız?

10 Eylül 2008 Çarşamba

17 Haziran 2008 Salı

16 Haziranda Şehirhatları ve Deniz Otobüsleri seferl saatleri değişti



16 Haziranda Şehirhatları ve Deniz Otobüsleri seferl saatleri değişti.
Hafta içi Büyükada dan Kabataş'a ilk vapur 05:50 de (Adalar Kabataş), Bostancı ya ilk vapur 06:00'da (Heybeliada Bostancı), Sedefadası ndan Bostancıya ilk sefer 06:30'da.
Hafta içi Büyükadadan Kabataş'a son vapur 22:00'da, Bostancıya son vapur seferi 00:00'da sadece Cuma ve Cumartesi 01:00'da yapılmaktadır.
Pazar ve Bayram günleri Büyükadadan Kabataş'a ilk vapur 07:00, Bostancıya ilk vapur 06:50'de,
Pazar ve Bayram günleri Büyükada dan; Kabataş'a son vapur 21:45'de, Bostancıya son vapur seferi 00:30'da, sadece Cuma ve Cumartesi son vapur seferi 01:30'da yapılmaktadır
daha detaylı bilgiyi http://www.ido.com.tr/ adresinden alabilirsiniz.