Google

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Hürriyet Seyahat 10 Yaşında!

Hayal kurmaya devam! Unutulmaz yolculuklar hayalle başlar. Hürriyet Seyahat 10 yıldır, yazarlarıyla, okurlarıyla dünyayı geziyor. Farklı kültürleri, coğrafyaları sayfalarına taşıyor, seyahat hayallerini kışkırtıyor.

Alkoçlar:
Deniz ve rüzgarın eşliğinde… Alkoçlar Alaçatı
Sadece birbirinize zaman ayırabilmeniz için… Alkoçlar La Boutique
Her şey dahil konseptine "Huzur" da dahil… Alkoçlar Adakule

http://www.ritmotur.com/alkoclar-hotels

ETS: Hoop diye yaz geldi. En avantajlı tatil fırsatları için etstur.com

Pegasus: Pegasus’la İstikamet Yurt Dışı!
Çok uygun fiyatları ve 29 ülkelik uçuş ağıyla yurt dışına uçuşun kurallarını yeniden yazan Pegasus; isteyen herkesi yurt dışına uçuruyor.
Hemen flypgs.com’u tıklayın, siz de uçmaya başlayın!

Rixos: Rixos’un küçük misafirlerine Disney Müzikali hediye... Rixos Hotels’de yaz boyunca konaklayan çocuklar hayran oldukları ve çok sevdikleri karakterlerin yer aldığı “Disney Live! Mickey’nin Müzik Festivali”ni ücretsiz izleyecek!
www.rixos.com

Setur: Yurt dışı seyahatlerinizde alışveriş keyfi sunan Setur Duty Free mağazaları, Türkiye’de ve dünyada en özel seyahat deneyimleri için Setur Turizm, zamanı değerli olanların tercihi Setair ve 7 denizdeki eviniz Setur Marinaları ile Setur hayatın her alanında hizmetinizde...

www.setur.com.tr

Tatilbudur.com: TatilBudur.com’da yaz fırsatları devam ediyor. Kısa bir süre ve sınırlı sayıdaki odalar için “ %35’e varan indirim, peşin fiyatına 12 taksit ve şimdi al, 4 ay sonra ödemeye başla” fırsatlarını kaçırmayın.

Teztur: Temmuz ayına özel yurt içi otellerde %35'e varan indirimlerle tatil fırsatlarımız devam ediyor.  01-08 Temmuz tarihleri arasında min. 4 gece "Uçaklı Kıbrıs Paket Turları"mızda Otel-Havalimanı-Otel transferleri ücretsiz olarak verilmektedir. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı "Yurt Dışı Turları"mızda avantajlı fiyat ve paket seçenekleri temmuz ayında devam ediyor. Detaylı bilgi ve rezervasyon için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. (www.teztour.com.tr)

Touristica: Belki de yılın en güzel günleri için bir tercihte bulunurken tatilinizi tesadüflere bırakmayın. En iyi fiyatlar, en iyi yerler için Touristica her zaman yanınızda.
www.touristica.com.tr

TURA TURİZM: Her şey dahil tatile Avrupa’da devam ediyoruz. Şeker Bayramı’nda Akdeniz kıyılarında 4 ülke 7 şehir gezerek 47 yıldır olduğu gibi "Hayat Bayram Olsun" diyoruz. 5 yıldız konforunda her şey dahil konseptinde tüm gün alacağınız içecekler, sabah-öğle-akşam yemekleriniz dahildir.
www.turaturizm.com.tr

VIP TURİZM: Her tatilde VIP Turizm’den mil hediye! Tüm Miles & Smiles üyeleri VIP Turizm’den yapacakları tüm tur ve tatil alışverişlerinde hediye millerin sahibi oluyor! Miles & Smiles üyeleri THY uçuşlu yurt dışı tatil programları için ödedikleri her 100 Euro karşılığında 100 Mil, yurt içi tatil paketleri ve konaklamaları için ise her 100 TL karşılığında 60 Mil kazanıyor.
www.vip.com.tr


Bir bumads advertorial içeriğidir.

10 Kasım 2012 Cumartesi

Heybeliada dan Büyükadaya Bakış

Heybeliadadan Büyükadaya Panoramik Bakış

8 Eylül 2012 Cumartesi

ADA SAHİBİ OLMAK YADA ADA OLMAK...


 
ADA SAHİBİ OLMAK YADA ADA OLMAK...
    

Sevgili Bülent Kaçmaz'ın yazısını (ADA SAHİBİ OLMAK YADA ADA OLMAK...) çok beğendim http://www.facebook.com/Buyukada34 sayfasından alarak aynen paylaşmak istedim

Tanınmış gezgin Thomas Cook, bir araştırma gezisi sırasında Atlas Okyanusu’nun ıssız bir yerinde, çığlıklar atan milyonlarca kuşun havada daireler çizerek uçtuğunu gördü. Kulakları sağır edecek denli yüksek sesle çığlıklar atan kuşların kimileri yoruldukça, kendilerini okyanusun dev dalgaları arasına atıyorlardı. Onlar bu son hareketleriyle yaşamlarına son veriyorlar, kendilerini okyanusun dalgalarına bırakırken, çaresizlikten ölüme teslim oluyorlardı.

Bu olaya yalnızca Thomas Cook değil, o bölgede ki balıkçılar da yıllardır tanık olmuşlardı. Kuş bilimcileri ise, yaptıkları araştırmalarda göçmen kuşların farklı yönlerden gelerek okyanusta bu noktada birleştiklerini keşfediyorlar, fakat onların, birbirleri peşi sıra kendilerini ölümün kucağına atmalarının nedenini bir türlü çözemiyorlardı.

Gerçek, geçtiğimiz yüzyılın ortalarında anlaşıldı. Bu trajik olayın yaşandığı yerde bir zamanlar bir ada vardı. Göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan bu ada, bir deprem sonunda, okyanusa gömülmüştü. insanların, yok olduğunun bile farkına varamadıkları ada, göç yollarının ortasında kuşlar için vazgeçilmez “dinlenme”durağıydı. Kuşlar binlerce yıllık kalıtımsal alışkanlıklarıyla adanın yerini bilmekteydiler ve yıpratıcı, uzun yolculuklarının ortasında, biraz dinlenebilmek ve toparlanabilmek için, yine binlerce yıllık kalıtımsal güdüleriyle, okyanusun ortasındaki adaya geliyorlardı am olması gereken yerde adayı bulamayınca, yorgunluktan bitkin bedenlerini çığlık çığlığa okyanusun sularına bırakmak zorunda kalıyorlardı.

Söz kendini toparlamaktan açılmışken soralım. Sizin hiç “kendinizi toparlayacağınız” bir adanız oldu mu? Yaşamın uzun “göç yolları”nda acaba, sizinde bir yudum taze soluk alabileceğiniz, yolunuzun kalan bölümüne dinç olarak devam etmenizi sağlayabileceğiniz bir adaya sahip olabildiniz mi?
Her şeyi sınırsızca paylaşabildiğiniz bir dost, yola birlikte çıkacak denli güven duyduğunuz bir arkadaş, size her zaman huzur verecek bir eş, ulaşmak için yıllardır uğraş verdiriniz bir amaç edinebildiniz mi? Şöyle daha bir iyi bakın çevrenize… Size gelen, size sığınan…Sizin gittiğiniz, sizin sığındığınız…Sizin bulduğunuz dostlarınızı bir düşünüverin. Sonra da bir gerçeği görüverin gözlerinizle:

Hadi şu iki soruyu birlikte yanıtlayalım;
Durup , soluklandığımız ve kendimizi toparlayabildiğimiz kaç adamız var çevremizde?
Durup, sığınmak ve kendilerini toparlayabilmek gereksinimi duyan kaç dostumuz için biz bir adayız?

31 Ağustos 2012 Cuma

1 Eylül Dünya Barış Günü


1 Eylül Dünya Barış Günü


Savaşsız, terörsüz, barış içinde insanca yaşanan bir dünyadır tek isteğimiz.
Tüm Adaseverlerin ''1 Eylül Dünya Barış Günü'' nü kutluyoruz.
Adalar Belediyesi Tarafından tertip edilen konser, 1 Eylül 2012 günü saat 21:00'da Büyükada Atatürk Meydanında düzenlenecektir. 

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Ciğerimiz Yandı


Ciğerimiz Yandı

Başlama sebebi ne olursa olsun, gerçek olan, ciğerimiz yandı 17 Haziran günü, aynı yer daha önce de yanmıştı, yıllar geçti tam yeşeriyor, orman yeniden gelişiyor derken, tekrarlandı  o kara basan.

Lütfen piknik yapanlar, daha dikkatli olalım, cam şişeler ve tüm çöpler çöp kutularına atılsın, mangal ateşi sönene kadar başından ayrınılmasın, sigara izmaritleri düzgün söndürülsün hatta o güzel oksijenli ortamda sigara içilmesin. ARTIK ORMANLARIMIZ YANMASIN!









19 Haziran 2012 Salı

Büyükada Lale Sineması

Yazlık sinema gelenegini kesintisiz sürdüren Büyükada Lale Sineması sahibi ve işletmecisi Sayın Ferruh Dilmaç'ı kutluyorum. Baba mesleğini yılmadan devam ettirmektedir. Çocukluğumda aldığım, çekirdek ve gazoz keyfini bu gün bile yaşatmaktadır. Yolunuz Büyükadaya düşerse bu fırsatı kaçırmayın derim. 
 Adres: Çınar Caddesi No 52 Büyükada / İstanbul 
 Tel: (0216) 382 7069




10 Mart 2012 Cumartesi

Adalardan görüntüler

Adalardan güzel görüntülerin yeraldığı video

14 Ocak 2012 Cumartesi

Huzurla Uyu Lefter


Lefter Küçükandonyadis’in (solda ayakta duran çocuk) üç yaşındaki fotoğrafı. Büyükada’da evlerinin önünde, ablaları, ağabeyi ve annesi ile.(Kaynak; Dr. Akilas Millas, arşiv; Ahmet Tanrıverdi)
13 Ocak 2012 de kaybettiğimiz Lefter, 22 Aralık 1925 yılında Büyükada’da dünyaya geldi. Futbola Büyükada`da başladı. Taksim Spor Kulübünde yetişti. Taksim kulübü yöneticileri kendisine lisans çıkartabilmek için 1941`de mahkeme kararıyla yaşını büyüttüler. Ancak bu sayede takımda oynayabildi. 2 yıl Taksim takımında yer aldı. 1943`te askere gitti, 4 yıl süren askerlikten sonra 1947`de İstanbul`a döndü, Fenerbahçe Kulübüne girdi. 1964`e kadar Fenerbahçe forması altında top koşturdu. İstanbul Ligi 1953-1954 sezonunda gol kralı oldu. Bu süre içinde 1 yıl İtalya`nın ACF Fiorentina ve 1 yıl da Fransa`nın OGC Nice takımında oynadı. Yurtdışında da başarılı futboluyla ün yaptı. Türk futbolunun efsaneleşen isimlerinden biri olarak tanındı. Golcülüğünden ötürü Ver Lefter`e, yaz deftere! sloganı onun için çıktı. Futboldaki ustalığından ötürü Ordinaryüs sıfatıyla anıldı. Örnek bir profesyonel olan Lefter, golleri ve gole çevirdiği penaltı atışları ile de Fenerbahçeli taraftarların gözbebeği olduğunu ispatladı.
Başarılı futbol yaşamında toplam 50 kez milli formayı giydi (46 kez A, 1 kez B, 3 kez 21 yaş altı). 1954 FIFA Dünya Kupası`nda forma giyen Lefter turnuvada 2 de gol attı. Türk futbolunda 50. Milli Maç altın madalyasını alan ilk futbolcu oldu. Milli takım formasıyla attığı 21 golle en çok gol atan milli oyuncu unvanını uzun yıllar elinde tuttu, 9 kez de milli takım kaptanlığını yaptı. Fenerbahçe forması altında 615 maç oynadı, 423 gol attı. Lefter bir Galatasaray derbisinde topu doksana çakarak hafızalarda yerini aldı.
Lefter 1964`te futbolu bıraktıktan sonra Yunanistan`ın Egaleo, Güney Afrika`nın Johannesburg takımlarında futbolcu ve antrenör olarak yer aldı. Daha sonra Samsunspor, Orduspor, Mersin İdman Yurdu ve Boluspor`da teknik direktörlük yaptı. Antrenörlük kariyerinden sonra da bir süre spor yazarlığı yaptı. 3 Mayıs 2009`da Kadıköy`de Kuşdili Parkı`na heykeli dikildi.Lefter Fenerbahçe ile İstanbul Profesyonel liginde 2, Türkiye Şampiyonasında 3 kere şampiyonluk yaşadı. Kariyeri boyunca toplam da 832 gol atarak rekor kırdı.
Büuükada'da doğdu, yaşadı ve ebedi yolculuğuna burada devam edecek,
TÜM TÜRKİYE’NİN BAŞI SAĞOLSUN
 

28 Aralık 2011 Çarşamba

Bazen insanın gidesi gelir...


Sevgili Bülent Kaçmaz , Büyükada Facebook sayfasında adalı olmak ve adada yaşamayı çok güzel özetlemiş, tüm yazdıklarını yaşamış ve tatmış biri olarak aynen yayınlıyorum. Teşekkürler Bülent Kaçmaz

Bazen insanın gidesi gelir...
Can Yücel İyi özetlemiş aslında durumu, bize çok söz bırakmamış. “Bugünlerde herkes gitmek istiyor. Küçük bir sahil kasabasına”, diye başlayan yazısında
Ancak O herkesin gitmek istediği sahil kasabası çok uzak değil, orda doğup büyüdüm ben.
Hani adına şarkılar yakılan, Hergece mehtaba çıkılan, Aşıkların sahillerde birbirlerini bekledikleri, İhtiyarı, Yahudisi, Urumu...
O yerlerde yaşamak çok şey öğretir insana, öğrenemessen tıkılır kalırsın zaten orada...Tıkılıp kalsada insan, senin tattıklarını asla tadamayanlar olacaktır. Büyüyünce anlarsın.

Ancak bu senin kendini içinde bulduğun bir hayatsa çok cezbetmez kimi zaman bu gitmeler.
***
Yani deniz senin, martılar senin, sokak kedilerine isimler koyarsın. Yada börekçi amcadan böreği yersin para falan sormaz olmadı gidip parasını babandan alır.
Yada susadınsa madam Maria nın kapısını çalıyorsun o su veriyor. Yada Ester reçelli ekmekler getiriyor herkese.
Yada Melek hanım teyze bahçesine kaçan topları geri vermiyor.(geçen yıl yıllardır kapalı olan evindeki bir odanın top odası olduğunu görüp bütün topları alıp adanın bütün çocuklarına dağıtmıştım 30 yıl sonra)
Mesela mantar toplamayı , Radikayı, labadayı, karabaşı, adaçayını, yada hangi balığın hangi mevsimde olabileceğini, ıhlamur toplarken arı sokmasına yoğurdun iyi gelebileceğini, hangi bahçede hangi meyvanın olduğunu, kestane ağacından düdük yapmayı, çivi oynamayı, aynı okullarda okumayı, aynı aşkları yaşamak herkesin ortak hikâyesidir.
Hepiniz esnaf çocuğusunuzdur.
Öyle yıllarca küs kalamaz, aynı adama günde 50 kere selam verirsiniz. Birkez selam vermessen kısa süreli küslükler kaçınılmaz olur kimi zaman.
Mimoza çiçeği gibi bir ayrıcalığımız vardır mesela, Yada kocayemiş yemek gibi...
Denizden midye çıkarmak çok kolaydır size, mangal için sıkıntı çekmessiniz limon kasası heryerde vardır.
Okul servisi yoktur mesela tek servis arkadaşının sohpetidir.İlkokul yıllarında ben hiç bir etkinliğe katılmadım diyemessin, ya 23 Nisanda 7 cücelerden biri olursun, ya 19 mayısta trampet çalarsın, Yada hep aynı tonla şiir okuyanlardan olursun.
Mesela soba vardır, sabahları ekmek kızartırsınız üzerinde, mevsiminde kestane, Komşu teyzenin odunlarını taşımak kültürü vardır.
Çatıda gezen martılarınız olur. Sonra onların yavruları olur çirkin çirkin... İllaki kanadı kırık martıya acırsın hep.
Sonra yaz gelir gemiler dolu dolu gelmeye başlar, boş evler dolar taşar. Her kapalı dükkan tek tek yeniden açılır. Kapalı dükkanlardaki hüzün bir anda yok olur. Cumartesi dedin mi saat meydanında yürümek zorlaşır kalabalıktan.
Külaha vişneli dondurmadan gül yapan dondurmacılar vardır. Turşucu amca vardır. Muskulçiiiiiiiiii diye bağıran, Eskiciiiiiiiiii, kalayciiiiiiiii diye bağıran amcalar vardır. Pazar kurulduğunda 1. El gelir yalovadan herbişey. Kahverengi ünüformalı bekçi amcalar vardır. Geceyi inleten düdükleri olur. Polisler tanıdık olur...
Saat 11 de ve 4 te kiliseden çan sesi yükselir.
Ezan sesi, “ iskelemizin baş tarafına yanaşmakta olan Paşabahçe isimli gemi....Asım bey telefona bakınız”’ a karışır. Tepeköyde gece sessizliğinde istanbuldan sesler duyarsınız.
Kumsaldan denize girer, Ayayorgide şarap içersin, Nişanlılar aşıklarda semaver keyfi yapar.
Lunapark vardır ancak hiç çarpışan araba olmamıştır orada.
Taşocakları vardır. Büyüktur vardır, Büyük varsa illa küçük turda vardır.
Balıkçı amcalar vardır tahta sandalyelerinde ağ tamir ederler, Kahve önlerinde ada balıkları günlerce leğende yüzerler.
Peşlerine pazardan aldığın civcivin takıldığı, Gazi Mihal yokuşundan camiye ağar aksak adımlarla gitmeye çalışan sakallı Hacı amcalar da vardır.
Bilyeli arabalar vardır, zamanı geldiğinde kestane savaşları olur. “Git kendi mahallende oyna çocuğum” diye haykıran teyzeler vardır. Çınar yaplakları öbeklerine atlamak vardır. Faytonun arkasına takılmak vardır.”Amcaaaaa faytonun arkasına takılan var” diye bağırmak vardır.
Gizli gizli sigara içmeler vardır. Başı boş atları yakalayıp çamaşır ipinden dizgin yapıp binmek vardır.
Bisikletçi amcalar vardır. Misketlerini verip sapan aldığın Ahmet Başkan vardır.
Sütçü İzzet amca vardır, Doktor vardır, Her daim cebinde taş bulunduran Kamil Kaya vardır. Fırıncı deli Ali vardır. Ayı Memo vardır.
Bir ailede bütün çocukları okutmuş öğretmenlerimiz vardır. Okulun bahçesinde buluşmalar vardır. Öyle her birlikte olduğun sevgilinle ulu orta buluşamassın, gözden ırak olmak vardır.
Belki balkona çıkar diye Sevdiğimiz kızlar, çok dibimiz donmuştur gece beklemelerinde.
Büyükadalıyım dediğinizde herkesden başka bakılır sana “ayy ne güzel yerde oturuyorsun” çok ayrıcalıklıymışsın gibi olur. Adalı olmak senin için her daim gurur kaynağı olur.
Herkesin okuladan kaçıp gezmeye geldiği yerdedir senin evin. Okula gitmek için 1,5 saatlik vapur yolculuğunda iskambil oynarsın. Lisede geminin arkasında votka içmek vardır.
Kar yağdığında senin ilk ayak izinin olabileceği bir sürü yer vardır. Öyle yağdımı lapa lapa hemen erimezde... Tek kale kar maçları yaparsın, iskele meydanına yaptığın kardan adam bostancıdan bile görülebilir öyle büyük olur.
Bahçeli vapurların ayrı bir özellik taşır bizde Paşabahçe, Fenerbahçe, Dolmabahçe... Neredeyse herkes bütün vapur isimlerini ezbere bilir.
Askere gitmek başkadır öyle araba kornası falan olmaz bizde vapurlar seni iskeleden aldığında, avazı çıktığı kadar bağırır.
Sabahlara kadar iddalı muhabbetler olur çınardaki meydanda, Kuzey neresi, Güney neresi diye...
Öyle sağımız-solumuz yoktu, varsada belli olmazdı, Hepimiz aynı mahallenin çocuğuyduk kimisi ihtilal çocucuğu kimisi barış harekatı çocuğu...
Şimdi Ne zaman birinin gidesi gelse, benim kal diyesim gelir.
16/03/2011
Bülent KAÇMAZ